İŞÇİLİK ALACAKLARI VE BELİRSİZ ALACAK DAVASI

16/05/2021

İŞÇİLİK ALACAKLARI BELİRSİZ ALACAK DAVASI İLE TALEP EDİLEBİLİR Mİ?

Uygulamada işveren cevap dilekçelerinde sıkça ileri sürülen bir iddia olması hasebiyle bu konuyu irdelemeyi uygun gördüm. Olabildiğince kısa ve kafa karışıklığına mahal vermeden konuyu Yargıtay Kararları ışığında açıklamaya çalışacağım.

İşçilik alacakları davaları uygulamada özellikle iki şekilde karşımıza çıkmaktadır.

1.Kısmi Dava

2.Belirsiz Alacak Davası

Kısmi davanın açık tanımı HMK madde 109’da şu şekilde yapılmıştır;

(1) Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.

(2) (Mülga: 1/4/2015-6644/4 md.) (3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.

Kısmi davanın bir diğer ve en önemli özelliği ise davanın tahkikatı aşamasında kesin olarak belirlenen alacağa endeksli olarak ıslah yolu ile dava değerinin değiştirilebilmesidir.

Belirsiz alacak davası ise HMK 107 de tanımlanmıştır;

  • Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.

Belirsiz alacak davası olarak açılan bir davada kesin olarak belirlenen alacağa endeksli artırımlar için ıslah yolunun kullanılmasına gerek yoktur. Dava sürecinde tarafların birer ıslah hakkı olduğu göz önüne alındığında Belirsiz Alacak davası olarak hakkın talep edilmesi davada davacının elini güçlendirmiş gibi görünse de Yargıtay bu konuda bir sınırlama getirmiş bulunmaktadır. Bu sınırlama Hukuki Yarar kıstasıdır.

Aslında Hukuki Yarar kıstası bilindiği üzere her davada aranmakla beraber Belirsiz Alacak davasının sağladığı imkanların suistimal edilmesini önlemek amacıyla Yargıtay özellikle Davacının bu davayı açmada Hukuki Yararı olması gerektiğini ayrıca belirtmiştir.

“İşçilik alacakları Belirsiz Alacak davası olarak açılabilir mi?” sorusunun cevabını yüksek mahkeme kısaca “Hukuki Yarar bulunması” koşulu olarak vermiştir. Ayrıca her davada koşulların ayrı ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiğinin de ayrıca altını çizmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bu konu da vermiş olduğu bir kararını incelersek Yüksek Mahkemenin İşçilik alacakları ile Belirsiz alacak davası arasındaki ilişkiyi nasıl yorumladığını daha iyi anlayabiliriz.

Esas No        :2016/22-1167

Karar No       :2019/1298

Karar Tarihi    : 05.12.2019

“Alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmelidir. Ne var ki, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesi belirsiz alacak davasının açılabilmesi için yeterli değildir. Bir davada bilirkişiye başvurulmasına rağmen davacı dava açarken alacak miktarını belirleyebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamaz. (C.Simil, Belirsiz Alacak Davası, I.Bası, İstanbul 2013,s.225)

Kategorik olarak, belirli bir tür davanın veya belirli kişilerin açtığı davaların baştan belirli veya belirsiz alacak davası olduğundan da söz edilemez. Belirsiz alacak davası, bu davaya ilişkin ölçütlerin somut olaya uygulanarak belirlenmesi gerekir.

Alacak, belirli veya belirlenebilir ise, belirsiz alacak davası açılamaz; ancak şartları varsa kısmi dava açılması mümkündür.

Kanunun kısmi dava açma imkanını sınırlamaklar birlikte tamamen ortadan kaldırmadığı da gözetildiğinde, belirli alacaklar için, belirsiz alacaklar davası açılamasada, şartları oluştuğunda ve hukuki yarar bulunduğunda kısmi dava açılması mümkündür.

Bu noktada şu da açıklığa kavuşturulmalıdır ki, şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına kanun izin vermemiştir. Böyle bir durumda, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmeli, ek bir süre verilmemelidir.

Bunun yanında, şayet açılan davada asgari bir miktar gösterilmişse ve bunun alacağın bir bölümü olduğu anlaşılmakla birlikte, belirsiz alacak davası mı yoksa belirli alacak olmakla birlikte kısmi dava mı olduğu anlaşılamıyorsa, bu durumda 6100 sayılı Kanun’un 119/1-ğ. Maddesinin aradığı şekilde açıkça talep sonucu belirtilmemiş olacaktır. Talep, talep türü ve davanın niteliği açıkça anlaşılamıyorsa, talep muğlaksa, aynı kanunun 119/2. maddesi gereğince, davacıya bir haftalık kesin süre verilerek talebinin belirsiz alacak davası mı, yoksa kısmi dava mı olduğunun belirtilmesi istenmelidir.

Tüm bu açıklamalar sonucunda şunu belirtmek gerekir ki, iş hukukundan kaynaklanan alacaklar bakımından baştan belirli veya belirsiz alacak davası şeklinde belirleme yapmak kural olarak doğru ve mümkün değildir. Bu sebeple iş hukukunda da belirsiz alacak davasının açılabilmesi, bu davanın açılması için gerekli şartların varlığına bağlıdır. Eğer bu şartlar varsa, iş hukukunda da belirsiz alacak davası açılabilir, yoksa açılamaz. (C.simil, Belirsiz Alacak davası, I.Bası, İstanbul 2013,s.414). Keza aynı şey kısmi dava için söz konusudur.

Ezcümle İşçilik alacakları için açılan davalarda somut davanın özelliklerine bakılarak “Kısmi Dava mı yoksa Belirsiz Alacak davası olarak mı açılmalı?” sorusunun cevabı neticesinde hareket edilmelidir. Yoksa olası hak kayıplarına uğramak içten bile değildir.

Kaynakça

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 2017-2020 Hukuk Genel Kurulu Emsal Kararları (Mehmet Kürtül, II.Cilt s. 2879-2893,Ankara 2020)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mesajlaşmaya Geç
Bize Ulaşmak İçin Tıklayın!
Merhaba, nasıl yardımcı olabiliriz?