YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI- ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 21.06.2011 tarihli ve 187-131 sayılı kararında; ani gelişen durumlarda, haberleşmenin tarafı olan kimsenin yaptığı kaydın, sonradan ele geçirilmesi mümkün olmayan delillerin muhafazası ve şikâyet hakkının kullanılması amacını taşıdığından hukuka aykırı bulmamıştır. Ancak ani gelişen durum olmaksızın, plan yaparak ya da bir kurgu oluşturarak muhataplarının görüntülerinin veya seslerinin kayda alınması hâlinde bu kayıtların delil niteliği bulunmadığı gibi, alınan kayıtlar özel hayatın gizliliği kapsamında suç teşkil edebilecektir (13. Ceza Dairesinin 16.03.2012 tarih, 2012/7180 Esas, 2012/8523 Karar; 12. Ceza Dairesi 12.01.2015 tarih, 2014/11623 Esas, 2015/20 Karar.).

“Özel hayatın gizliliği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. Maddesinde kenar başlığı ‘özel yaşama ve aile yaşamına saygı hakkı’ olmakla birlikte bu madde altında dört ayrı ancak birbiriyle bağlantılı hak güvence altına alınmıştır. Bu haklar sırasıyla ‘özel yaşama saygı hakkı’, ‘aile yaşamına saygı hakkı’, ‘haberleşmeye saygı’ ve ‘konuta saygı hakkı’dır” (Gülay Arslan Öncü, Özel Yaşama Ve Aile Yaşamına Saygı Hakkı, Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru, El Kitapları 8. Seri, s. 23.).

AİHS m. 8’de düzenlenen özel yaşama ve aile yaşamına saygı hakkı kapsamındaki haklar Anayasada farklı maddelerde güvence altına alınmıştır. Anayasanın “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” kenar başlıklı 17. maddesi, “özel hayatın gizliliği” kenar başlıklı 20. maddesi, “konut dokunulmazlığı” kenar başlıklı 21. maddesi ve “haberleşme hürriyeti” kenar başlıklı 22. maddesi, AİHS m. 8’deki haklara karşılık gelmektedir (Öncü, s. 23.).

Konut dokunulmazlığını ihlal etmek ceza kanununda suç olarak tanımlanmıştır. TCK. 116/2 maddesi gereğince açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan iş yerleri ve eklentileri konut olarak kabul edilmektedir. AİHS 8. maddesinde geçen konut terimi otonom/özerk bir kavramdır. Özerk olması şu anlama gelmektedir; AİHS, taraf devletlerin iç hukuklarında konut kavramını nasıl tanımladığı ve neleri konut olarak sınıflandırıldığına karışmamaktadır. Bir yerin konut olarak kabul edilip edilmeyeceği noktasında o yer ile yeterli ve devam eden bağlar şeklindeki olgusal ölçüt kullanılmaktadır (Öncü, s. 125).

Mesajlaşmaya Geç
Bize Ulaşmak İçin Tıklayın!
Merhaba, nasıl yardımcı olabiliriz?