ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU(MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKKININ İHLALİ)

     

ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURUDA KABUL EDİLEBİLİRLİK KRİTERLERİ

6216 sayılı Kanun m.46-

(1) Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir. (2) Kamu tüzel kişileri bireysel başvuru yapamaz. Özel hukuk tüzel kişileri sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilir. (3) Yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan haklarla ilgili olarak yabancılar bireysel başvuru yapamaz.

  1. 1-Kural olarak mağdur statüsüne sahip (doğrudan, güncel ve kişisel bir hak ihlali doğan) her gerçek kişi bireysel başvuruda bulunabilmektedir.
  2. 2- Güncellik ile kastedilen başvuru konusu işlem, eylem ya da ihmalin başvurucuya ne zaman uygulandığı ya da uygulanacağıdır. Buna uygun olarak, başvurucunun başvuru yaptığı tarihte mağdur statüsünün geçerli olması, mağduriyetinin devam ediyor olması gerekmektedir.
  3. 3- Kişisellik ile kastedilen; başvuru konusu eylem, işlem ya da ihmalin başvurucunun bizzat kendisini etkilemesidir.
  4. 4- Doğrudanlık ile kastedilen ise başvuruya konu edilen eylem, işlem ya da ihmalin temel hak ihlalini gerçekleştirmesidir.
  5. 5- Mağdur statüsünden bahsederken dolaylı mağdur ve potansiyel mağdur olmak üzere iki ayrı mağdur statüsünden de bahsetmek gerekir: Dolaylı mağdurluk, bireysel başvurunun mağdurun kendisi tarafından değil, yakınları tarafından yapılmasıdır. Sadece yaşam hakkı ve işkence ve kötü muamele yasağı olmak üzere iki hak ile sınırlıdır. Diğer haklar bakımından geçerli değildir. Mağdurun yakınlarının kim olduğunun tayininde ise Medeni Kanun hükümleri uygulama bulur. Potansiyel mağdurluk ise kişinin kendisini etkileyecek bir ihlalin meydana gelme ihtimaline ilişkindir. Potansiyel mağdur iddiasını ileri sürecek kişinin kendisini etkileyecek bir ihlalin meydana gelme ihtimalini geçerli ve ikna edici delillerle ortaya koyması gerekmektedir

MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKKININ İHLALİ

Gerek anayasamızda gerekse AİHS’nde güvence altına alınmış bir hakkıdır.

Madde 36 – Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.[16]

Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.

Madde 141/4- Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.

AİHS madde 6 ;

Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.

AİHS KAPSAMINDA MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKKININ İHLALİ

Kural olarak bir kişi, yargılamanın sona ermiş olması ve bir suç işlediğinin tespit edilmiş olması (Oleksy/Polonya, kabuledilebilirlik hakkında karar) veya bir hukuk davasını kaybetmesi (en azından kısmen) şartıyla bir 6’ıncı madde ihlâlinin “mağdur”u olduğunu iddia edebilir. Buna karşın bazı istisnalar da mevcuttur. “Mahkemeye erişim” veya “makul süre” gereklerinin ihlâli nihai bir karar olmaksızın da gerçekleşebilir. Masumiyet karînesi (madde 6/2) çoğunlukla bir kişi hakkında kovuşturma yapılmaksızın veya mahkumiyet kararı verilmeksizin ihlâl edilebilir.

“Makul süre şartının” amacı bağlamında sürenin başlama zamanı aşağıdaki şekilde belirlenmektedir: Bir hukuk davasında: Başvurucu engellenmediği sürece, süre ilk talepte bulunma tarihidir. Örneğin hekimlik yapma ruhsatının geri alınmasına ilişkin davanın, idari soruşturma devam etmekte iken açılamaması, ki bu durumda süre itirazın ilk ileri sürüldüğü tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır (Koenig, §§ 97-111). Bir ceza davasında: “İsnadın” bildirilme tarihidir (örneğin başvurucunun şüpheli olarak belirtildiği soruşturmaların açılma tarihi). Buna karşın başvurucunun “isnadın” oluşturulmasından önce hatırı sayılır şekilde etkilendiği hallerde (örneğin, gözaltı, arama, tanık olarak dahi sorgulanma) bu işlem tarihleri, başlangıç zamanı olarak kabul edilebilir (Eckle, §§ 73-74).

“Makul süre” şartının amacı açısından sürenin sonu çekişmenin yüksek mahkeme tarafından karara bağlandığı nihai ulusal kararın başvurucuya bildirilme tarihidir. Kararın icra aşaması kapsamın dışındadır (Burdov). Buna karşın çekişmenin sonucunu doğrudan etkilemeleri hallerinde Anayasa Mahkemesi tarafından yürütülecek somut norm denetimi süresi de kapsam dahilinde olacaktır (Buchholz/Almanya, §§ 46-63). Mahkeme, kararın icra kısmının değerlendirme kapsamına alındığı ilk yaklaşımını 1980’lerden bu yana değiştirmiştir (Martins Moreira/Portekiz, § 44). Bir ilamın uygulanmasındaki gecikmeye halihazırda mahkemeye başvuru hakkı başlığı altında, zamanında icra hakkının olası ihlâli olarak adlandırılan, bağımsız bir problem olarak bakılmaktadır.51 55 Bir davanın sonuçlandırıldığı ve sonrasında örneğin denetleme maksadıyla yeniden açıldığı bir durumda, davanın derdest olmadığı dönem sürenin tamamının hesaplanmasında değerlendirme dışında tutulacaktır (Skorobogatova/Rusya, §§ 37-42). 6’ıncı madde tarafından müsaade edilen zamana dair belirlenmiş genel bir rehber bulunmasa da, süre değerlendirmesi esas olarak yargılamanın derece/aşama sayısına bağlıdır. Kural olarak, üç yıldan fazla süren tek dereceli (Guincho/Portekiz, §§ 29-41) yargılamalar, beş yıldan fazla süren iki dereceli yargılamalar ve altı yıldan fazla süren üç dereceli yargılamalar daha dikkatli incelenecektir.

“Makul süre” değerlendirmesi davanın koşullarına bağlı olarak esaslı şekilde değişmektedir. Bir ihlâl tespitiyle sonuçlanan en kısa dava, HIV hastası başvurucu tarafından açılan ve 2 yıl 4 ay süren iki dereceli yargılamadır (X/ Fransa, 1982). Buna karşın ihlâlin mevcut olmadığı tespitiyle sonuçlanan en uzun yargılama sekiz yıl süren iki dereceli bir yargılamadır. Başka bir unsura dair daha fazla analiz yapmaksızın makul süre şartını kendi içinde ihlâl ettiği değerlendirilen sürelere dair örnekler: Tek dereceli ceza yargılamasında 10 yıl (Milasi/İtalya) veya ilk derece yargılaması ve temyiz incelemesini içine alan yargılamada 13 yıl (Baggetta/İtalya); 4 yıl süren temyiz yargılaması (Capuano/İtalya).

ANAYASA MAHKEMESİNE NE ZAMAN BAŞVURULABİLİR?

Olağan kanun yollarının tüketilmesi ile kastedilen olağan idari, cezai ve yargısal başvuru yollarının tüketilmiş olmasıdır. Hukuk yargılamasında istinaf ve temyiz incelemesinin bitmiş olmasıdır. Ceza yargılamasında da itiraz, istinaf ve temyiz incelemesinin bitmiş olmasıdır. İdari yargıda istinaf, temyiz ve öngörülmüşse karar düzeltme yoluna başvurulmasıdır. Karar düzeltme yolu zorunlu ise başvurulması gerekmektedir. Aksi takdirde başvurulması zorunlu değildir. Karar düzeltme yoluna başvurulmamışsa, temyiz onama kararının tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde başvurulması gerekmektedir. Karar düzeltme yoluna başvurulmamışsa karar düzeltme süresinin sonunun beklenilmesine gerek yoktur. Karar düzeltme süresinin sonunda 30 günlük süre başlamaz. Tutuklulukta itiraz sürecinin sona ermesi ile olağan kanun yolları tüketilmiş kabul edilmektedir. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal iddiasında tüketilecek bir başvuru yolu olmadığından yargılama devam ederken başvuru yapılabilmektedir.

DERDEST OLAN BİR DAVADA MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKKININ İHLALİ HUSUSU

6384 sayılı kanuna eklenen geçici maddesi ;

Anayasa Mahkemesinde bulunan bazı bireysel başvurular hakkında Komisyona müracaat GEÇİCİ MADDE 2- (Ek:25/7/2018-7145/20 md.) (l) Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında olup, münhasıran bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvurular, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Komisyon tarafından incelenir. (2) Komisyona müracaat, müracaat edenin kimlik bilgileri ile Anayasa Mahkemesine başvuru tarihi ve numarasını içeren imzalı bir dilekçeyle yapılır. Dilekçeye, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruya ilişkin form, kabul edilemezlik kararı ve bu kararın tebliğine dair belge ile ihlal iddiasına ilişkin diğer bilgi ve belgeler eklenir. (3) Müracaat evrakındaki eksikliğin giderilmesi için müracaat edene otuz günü geçmemek üzere süre verilir. Bu süre içinde, geçerli bir mazeret olmaksızın eksikliğin tamamlanmaması hâlinde müracaat reddedilir. (4) Bu madde uyarınca Komisyona gelen müracaatlar bakımından 7 nci maddenin birinci fıkrasındaki dokuz aylık süre, on altı ay olarak uygulanır.

ANAYASA MAHKEMESİ

BAŞVURU NUMARASI: 2014/13828, 12/09/2018

Olaylar

Başvurucu, hakkındaki yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

Başvuru sonrasında, 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat  Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun’a eklenen geçici maddeyle yargılamaların uzun sürmesi, yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi/edilmemesi şikayetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruların Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı (komisyon) tarafından incelenmesi öngörülmüştür.

İddialar

Başvurucu, bireysel başvuru konusu yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılama hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talep etmiştir.

Mahkemenin Değerlendirmesi

6384 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. Maddeye göre makul sürede yargılama yapılmaması ile mahkeme kararlarının icra edilmemesi iddialarıyla 31.07.2018 tarihinden önce Anayasa Mahkemesine yapılan ve münhasıran bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvuruların Komisyon tarafından incelenerek karara bağlanması öngörülmüştür.

Sonradan açılan bu başvuru yolunun; ulaşılabilirlik, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi yönünden ayrı ayrı incelenmesi gerekir.

6384 sayılı Kanun, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde Komisyona başvurma imkanı tanımaktadır. Sonradan oluşturulan bu başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve kişilere makul bir süre içinde doğrudan başvuru imkanı tanıyarak başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu sonucuna varılmıştır.

Komisyon yapısının kanun ile önceden belirlenmiş olması, özellikle Komisyon kararlarına karşı yargı yolunun açık olması ve bu kapsamda adil yargılanma hakkına ilişkin güvencelerin yargılama sırasında sağlanması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde söz konusu başvuru yolunun başarı şansı sunma kapasitesine sahip olduğu tartışmasızdır.

Komisyon tarafından ödenmesine hükmedilen tazminat, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde ilgili Bakanlık tarafından ödenmek zorundadır. Komisyonun kararlarına karşı itiraz kanun yoluna müracaat imkanı da tanınmıştır.

Sonuç olarak söz konusu başvuru yolunun tazminat ödenmesine imkan tanıması ve bu mümkün olmadığında başka türlü telafi imkanları sunması nedeniyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama kapasitesine de sahip olduğu kanaatine ulaşılmıştır.

Başvurucunun ihlal iddiaları dikkate alındığında ilk bakışta ulaşılabilir ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görünen Komisyona başvuru yapması gerekmektedir.Bu başvuru yolu tüketilmeden Anayasa Mahkemesine yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna varılmıştır.

Anayasa Mahkemesi, açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

MAKUL YARGILANMA SÜRESİ HAKKINDA EMSAL ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI

ANAYASA MAHKEMESİ

BİREYSEL BAŞVURU

Başvuru Numarası: 2014/5462

Karar Tarihi: 24.11.2016

C.6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden

16.30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir, ihlal karan verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. … ”

17.Başvurucu manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

18.Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

19.İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 26.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

20.Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

ANAYASA MAHKEMESİ

BİREYSEL BAŞVURU

Başvuru Numarası: 2013/1910

Karar Tarihi: 10.03.2015

Resmi Gazete Tarihi: 06.06.2015

Resmi Gazete Sayısı: 29378

3.6216 Sayılı Kanunun 50. Maddesi Yönünden

29. Başvurucu, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle

15.0, 00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

30. 6216 sayılı Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehim tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarım ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir. ”

31. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık yedi yıl dört aylık yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında başvurucuya takdiren net

5.0, 00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

32. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan 1.698,35 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucunun,

1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına’ alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

B. Başvurucuya net 5.000,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,

C. Başvurucu tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,

10/3/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

ANAYASA MAHKEMESİ

BİREYSEL BAŞVURU

Başvuru Numarası: 2012/1436

Karar Tarihi: 06.03.2014

Resmi Gazete Tarihi: 25.04.2014

Resmi Gazete Sayısı: 28982

ÖZETİ: Başvurucu aleyhine Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan manevi tazminat davası, makul olmayan bir süre olan 5 yıl 9 ay 7 gün devam etmiştir. Dolayısıyla başvurucunun kişisel yararı göz önünde bulundurulduğunda başvurucuya yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında takdiren 3.200,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

Başvurucu aleyhine manevi tazminat davasının açıldığı 1/2/2007 tarihinden itibaren ilk karar tarihi olan 13/4/2010 tarihine kadar 3 yıl 2 ay 12 gün yargılama devam etmiştir. Mahkemece, bu sürede, başvurucu aleyhine Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan ceza davasının sonuçlanması beklenilmiş ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmıştır. Kararın temyizi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince, 24/10/2011 tarihinde verilen bozma kararına kadar toplam 1 yıl 6 ay 11 günlük süre geçmiştir. Kararın bozulması üzerine Mahkemece bozma kararına uyularak ilk duruşmada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Başvurucu tarafından temyiz edilen bu karar, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince 8/11/2012 tarihinde onanmıştır. Yargılamanın başlangıcından itibaren Yargıtay onama tarihine kadar 5 yıl 9 ay 7 gün yargılama devam etmiştir.

Başvurucu aleyhine Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan manevi tazminat davası, makul olmayan bir süre olan 5 yıl 9 ay 7 gün devam etmiştir. Dolayısıyla başvurucunun kişisel yararı göz önünde bulundurulduğunda başvurucuya yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında takdiren 3.200,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

70. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 172,50 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun;

1. Yargılamanın sonucuna ilişkin adil yargılanma hakkının ihlali iddiası yönünden “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Gerekçeli karar hakkında yönelik ihlal iddiası yönünden “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiası yönünden KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya 3.200,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,

D. Başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,

E. Başvurucu tarafından yapılan 172,50 TL harçtan oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Hazinesine başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,

7/3/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

ANAYASA MAHKEMESİ

BİREYSEL BAŞVURU

Başvuru Numarası: 2012/1254

Karar Tarihi: 07.03.2014

Resmi Gazete Tarihi: 25.04.2014

Resmi Gazete Sayısı: 28982

YARGILAMANIN MAKUL SÜREDE SONUÇLANMADIĞINI BELİRTEREK ADİL YARGILANMA HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİNİ İLERİ SÜRÜLMESİ VE TAZMİNAT TALEBİ

ÖZETİ: Başvurucu aleyhine Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan manevi tazminat davası, makul olmayan bir süre olan 5 yıl 9 ay 7 gün devam etmiştir. Dolayısıyla başvurucunun kişisel yararı göz önünde bulundurulduğunda başvurucuya yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında takdiren 3.200,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

65. Belirtilen nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden

66. Başvurucu, uzun süren yargılama nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle 14.000,00 TL tazminatın yasal faiziyle ödenmesini talep etmiştir.

67. Adalet Bakanlığı, başvurucunun tazminat talebi konusunda değerlendirme yapmamıştır.

68. 6216 sayılı Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

69. Başvurucu aleyhine Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan manevi tazminat davası, makul olmayan bir süre olan 5 yıl 9 ay 7 gün devam etmiştir. Dolayısıyla başvurucunun kişisel yararı göz önünde bulundurulduğunda başvurucuya yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında takdiren 3.200,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

70. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 172,50 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun;

1. Yargılamanın sonucuna ilişkin adil yargılanma hakkının ihlali iddiası yönünden “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Gerekçeli karar hakkında yönelik ihlal iddiası yönünden “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiası yönünden KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya 3.200,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,

D. Başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,

E. Başvurucu tarafından yapılan 172,50 TL harçtan oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Hazinesine başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,

KOMİSYONA BAŞVURU DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

T. C.

ADALET BAKANLIĞI

   İNSAN HAKLARI TAZMİNAT KOMİSYON BAŞKANLIĞINA

   (6384 sayılı Kanun ile kurulan Komisyon)

 BAŞVURU DİLEKÇESİ

I- MÜRACAAT EDEN / LERİN

1- ADI- SOYADI :

2- T.C. KİMLİK NUMARASI :

3- DOĞUM YERİ VE TARİHİ :

4- YAZIŞMA ADRESİ :

5- TEL :

6- E-POSTA :………………………………………………………………………………….

II- VEKİLİNİN

1- ADI-SOYADI :…………………………..

2- YAZIŞMA ADRESİ: …………………………………………………………………….

3- TEL :……………………………………………….

4- E- POSTA :…………………………………………………………………………………..

YEREL MAHKEME BİLGİLERİ:

– MAHKEME ADI :

– DAVANIN AÇILDIĞI TARİH :

– ESAS VE KARAR NO :

– KESİNLEŞME TARİHİ :

AİHM’E BAŞVURU TARİHİ :

AİHM BAŞVURU NO :

Birden çok müracaat edenin bulunması hâlinde başvuru dilekçesinin

bu sayfası çoğaltılarak eklenebilir.

III- AÇIKLAMALAR:

IV- SONUÇ –TALEP:

Tarafı olduğum yargılamanın makul süre içerisinde sonuçlanmaması / kesinleşmiş

kararın icra edilmemesi nedeniyle 6384 sayılı “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine

Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun”dan

yararlanmak suretiyle mağduriyetimin giderilerek tarafıma tazminat ödenmesini arz

ederim.

Bu başvuru dilekçesinde vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu; dilekçede

belirtilen bilgilerde, adreslerimde veya başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik

meydana geldiğinde Komisyona bildireceğimi beyan ederim. …../…/2019

Müracaat Eden :……………………………………. Vekili : ………………………………………………………

EKLER

1- Vekil ile temsil ediliyorsa vekâletname

2- Nüfus cüzdanı örneği, başvurucu yabancı ise geçerli kimlik belgesi

3- AİHM’e başvuru tarih ve numarasını gösteren resmi kayıt kabul mektubu

4- AİHM tarafından Komisyonu işaret eden kabul edilmezlik kararı ve tebliğ belgesi

5-Dayanak karar ve belgelerin asılları ya da onaylı örnekleri

KAYNAKÇA

-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında Adil Yargılanma Hakkının Korunması (Uygulamacılar için el kitabı, Dovydas Vitkauskas tarafından hazırlanan ikinci baskı)

-Avukatlar için Karşılaştırmalı AYM-AİHM Kabul edilebilirlik rehberi (Av. Revşan Deniz YILDIRIM ÇOBANOĞLU, Ankara Barosu, 2019)

-Yıllık Rapor 2018 (Anayasa Mahkemesi Yayınları,2019)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mesajlaşmaya Geç
Bize Ulaşmak İçin Tıklayın!
Merhaba, nasıl yardımcı olabiliriz?