CEZA MUHAKEMESİNDE SOSYAL MEDYANIN ETKİSİ

GİRİŞ
Sosyal medya günümüzde insanların kullandığı en etkili haberleşme
yöntemlerinden biridir. Bu özelliği sayesinde hızlı bir şekilde yeni kitleler
oluşturmakta, insanların ortak fikir ve düşüncelerde kolaylıkla organize olmasını
sağlamaktadır. Birçok kullanıcı tarafından kullanımı nerdeyse yeme içme gibi bir
alışkanlık halini alan sosyal medyanın kullanımı her toplumdan, kültürden, aidiyetten
ve hemen her kesimden kalabalık kitleleri geniş bir sosyalleşme paydasında
buluşturmaktadır1
. İnsanlar artık çok daha fazla sosyal medyanın etkisinde
kalmaktadır ve bu durum iktisadi, ticari, hukuki vb. birçok olayı etkilemektedir.
Ceza muhakemesinde esas olan sanık ya da şüphelinin adil yargılamaya
ulaşabilmesidir. Bu yüzden soruşturma ve kovuşturma aşamalarında dış etmenlerin
etkilerinden arınmış ve objektif bir şekilde alınmış kararlar verilmesi esastır. Ancak
bazen sosyal medyadaki kitlesel hareketler bu kararları etkilemekte ceza muhakemesi
sürecine sekte vurmaktadır.


Ülkemizde nüfusun %72 si (yaklaşık 59,3 milyon) sosyal medya
kullanmaktadır.2Sosyal medyada kullanıcıların kolayca örgütlenebilmesi ve
düşüncelerini herhangi bir kısıtlama olmaksızın özgürce ifade edebilmesi daha çok
insanı sosyal medya kullanmaya çekmektedir. Bu sayede insanlar kolayca bir fikir
etrafında toplanabilmekte ve yine aynı kolaylıkla toplumsal hareketler
oluşturabilmektedir. Toplumsal konularda insanlar arasında kitlesel hareket
uyandıran hukuki meseleleri irdelediğimizde de bunların başında Ceza hukuku ve
Ceza muhakemesi hukukunun geldiğini görürüz. Toplumda infial yaratabilen adam öldürme, cinsel taciz, hırsızlık, kasten yaralama gibi suçlarda sosyal medya âdeta bir
şikâyet merkezi rolü üstlenmekte ve insanların ön yargıya vardığı mecra durumunu
almaktadır. Sosyal medyanın sahip olduğu bu önemli toplumsal hareket
oluşturabilme gücünün yargılamalardaki etkisi de muhakkaktır. Bu yüzden bu
çalışmada sosyal medyanın ceza muhakemesi üzerindeki etkisini inceledim.


CEZA MUHAKEMESİNİN AMACINA İLİŞKİN GENEL AÇIKLAMALAR
Modern ceza muhakemesinde hem maddi hukuk bakımından doğru hem de adil bir
karar verilmesi amaçlanır. Gerçeğe ulaşmak ve hak ettiği cezayı faile vermek ceza
muhakemesinin iki önemli prensibidir.3Bu iki ana prensip mahkemenin sanık ya da
şüpheli hakkında vereceği kararın olabildiğince objektif ve tarafsız olmasını
sağlamayı amaçlar. Mahkeme kararlarını verirken sanık hakkında ön yargılı
davranmadan somut olay ve delilleri değerlendirerek kararını vermelidir çünkü AİHS
madde 6/1 de geçen ve yine Anayasamızın 36. Maddesinde belirtildiği gibi herkesin
mahkemeler önünde adil yargılanma hakkı mevcuttur. Bu adil yargılanma hakkına
erişimi sağlamak her devletin asli görevidir.


Hukukun eski dönemlerinde fiili cezalandırmak mağdura veya mağdurun bağlı
olduğu gruba ait bir ödevken, günümüzde faili cezalandırma ödevi sadece devlete
aittir.4Ceza muhakemesinde cezalandırma yetkisini elinde bulunduran devlet bu
yetkisini kullanırken her bir bireye eşit mesafede durmalıdır. Bir sanığa karşı ceza
muhakemesi sürecinde sadece muhakemenin selahiyeti için belli durumlarda sahip
olduğu haklara sınırlama getirilebilmelidir. Özelliklede toplumsal huzursuzluk
yaratan konularda devletin sahip olduğu bu yetkiyi kullanırken çok daha dikkatli
davranması elzem olmaktadır. Çünkü devlete olan adalet güveninin kalıcı olmasını
sağlayan durumlar özelliklede bu toplumsal huzursuzluk yaratan hallerde ortaya
çıkmaktadır. Bu durumlar ise genellikle kamuoyunda infial yaratan cinayet, cinsel
taciz ve özellikle ülkemizde sıklıkla gündemde olan kadın cinayetleri gibi konular
yer almaktadır. Böyle toplumsal bir tepki yaratan konularda mahkemelerin ceza
muhakemesi sürecinde sosyal medyada yaratılan tepki hareketlerinden etkilenmesi çok olası olduğu için daha dikkatli davranmaları elzemdir. Bu sebeple Mahkemelerin sanık ya da şüphelinin muhakeme sürecinde sahip olduğu hakları muhakemenin dışına çıkacak şekilde ihlal etmemek için fazladan çaba göstermeleri gerekmektedir.


Belirtildiği üzere ceza muhakemesinde temel amaç sanık ya da şüphelinin adil
yargılanmaya erişimini sağlamak olup, kendilerine karşı herhangi bir yanlış ön
yargıya varmaksızın devlet tarafından eşit adalet dağılımı sağlanarak mahkemeler
önünde sadece muhakemenin gerektirdiği kadar sanık ya da şüphelinin haklarının
sınırlandırılması ve hakkaniyete uygun bir yargılamanın gerçekleştirilmesidir.


1-Adil Yargılama


İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6/1. maddesine göre “Herkes davasının …
kanunla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, … dinlenmesini
isteme hakkına sahiptir” diyerek adil yargılama hakkının önemine dikkat çekmiştir.
Hakkında bir suç isnat edilen kişi adil yargılama hakkının gereği bir takım asgari
haklara sahiptir. Bu asgari haklar: suçlama hakkında bilgilendirilme hakkı,
savunmayı hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı, kendini
savunmak ya da seçeceği veya tayin edilecek bir avukatın ücretsiz yardımından
yararlanma hakkı, tanık dinletme ve sorgulama hakkı, ücretsiz tercüman hakkı olarak
sıralanabilir.5 Adil yargılanma hakkı çerçevesinde AİHS 6/1. maddesi aynı zamanda
silahların eşitliği ilkesini, çelişmeli yargılama ilkesini, yargılamaya etkili katılım ve
duruşmada hazır bulunma hakkını, susma ve kendini suçlayıcı delil sunmaya
zorlanmama hakkını, delillere ulaşma ve yorum yapma hakkını içerir.6Görüldüğü
üzere adil yargılanma hakkı birçok temel ilkeyi içinde barındırmakta ve suç isnat
edilen kişiye bazı temel haklar bahşetmektedir.
Kişiye bahşedilen bu hakların ceza muhakemesi esnasında çeşitli nedenlerden dolayı
ihlal edilmesi olasıdır. Toplumsal hareketler ve sosyal medya da oluşan akımlar ceza muhakemesini suç inat edilen şahıs lehine ya da aleyhine etkileyebilmektedir. Adil yargılama ilkesinin bir gereği olarak suç isnat edilen kişi bağımsız mahkemelerde kendisine bahşedilen asgari hakları kullanarak yargılanması ve mümkün olan en az dış etkiyle kendisi hakkında karar verilmesi bu ilkenin ana temellerinden birini
oluşturmaktadır. Ancak günümüz teknolojisinde sosyal medya adeta kişilerin klavye
başında kişileri yargılayıp karara vardıkları sosyal mahkeme gibi bir mecra olarak
davranmakta ve oluşturdukları toplumsal hareket ile mahkemelerin ceza muhakemesi
sürecine etki etmektedir. Gerek soruşturma aşamasında savcılığın vereceği gerekse
kovuşturma esnasında mahkemenin vereceği kararlar, toplumun üzerine eğildiği ve
toplumun olumlu ya da olumsuz tepkisini çeken olaylar, sosyal medya aracılığı ile
toplumsal hareketlerden etkilenebilmekte ve suç isnat edilen kişinin adil yargılanma
hakkına kavuşmasını engelleyebilmektedir.


TOPLUMSAL HAREKET
Toplumsal hareketler demokratik toplumlarda yurttaşların toplumsal ya da siyasi
konularda kaygılarını ve muhalif duruşlarını ortaya koymalarını sağlamaktadır7
. Giddens (2000: 540-541) toplumsal hareketleri “yerleşik alanın dışındaki toplu
eylemler yoluyla, ortak bir çıkarı korumak ya da ortak bir hedefe erişmeyi
sağlayabilmek için girişilen toplu bir çaba” olarak tanımlamaktadır. Görüldüğü üzere
toplumsal hareket bir amaca yönelik fikir birliğine varmış kişilerin duruşlarını
gösterme durumudur. Toplumsal hareketin gerçekleşmesinde öncelikli unsur
insanların iletişimidir. Bu iletişim sayesinde aynı fikir ve payda da buluşan kişiler
birlikte hareket ederek bir toplumsal hareketi oluşumuna zemin hazırlarlar. Eskiden
bu iletişim kulaktan kulağa, manifestolarla, vaazlarla ya da elden ele mektupla
olurken günümüzde dijitalleştirmenin getirdiği inovasyonla “toplumsal sosyal medya
hareketleri” haline bürünmüştür. Teknolojinin var olan hızını göz önüne aldığımızda
eskiye kıyasla toplumsal hareketler artık çok daha hızlı bir şekilde gerçekleşmekte ve
insanlar ortak fikir ve düşüncelerde bir anda birlik olup bu birlikteliği sosyal medya sayesinde kolayca toplumsal harekete dönüştürebilmektedir.


Toplumsal harekette yer alan bireyler arasındaki iletişim süreçlerinin nitelikleri
toplumsal hareketin örgütsel niteliklerini belirler: iletişim ne kadar etkileşime açık ve
kendi kendini yapılandırır olursa örgüt o kadar az hiyerarşik, harekete katılıma o
kadar açık olur.8Sosyal medya sayesinde iletişimin açıklığı olabildiğince genişlemiş,
insanlar arasındaki etkileşim artmış ve insanların düşüncelerini korkusuzca ifade
edebilmeleri sağlanmıştır. İnsanların sosyal medyada kendilerini daha rahat
hissederek özgür bir şekilde hareket etmelerinin temel nedeni ise normal hayatta
sonunu düşünmeden yapılan ve cezai yaptırımı mevcut olan eleştirilerin sosyal
medyada yapıldığı zaman ceza alınmayacağı algısıdır. İşte tüm bu nedenler
günümüzde sosyal medyayı yeni toplumsal hareketlerin oluşum merkezi yapmakta
ve çok daha fazla insanı kendine çekmektedir. Şimdide Toplumsal hareketlerin yeni
merkezi olan sosyal medyayı ayrı bir başlıkta inceleyeceğim.

SOSYAL MEDYA
Sosyal Medya, kullanıcıların kendileri ile ilgili bilgileriyle tamamen ya da kısmen bir
profil oluşturarak, görüştükleri insanlar listesi belirledikleri, yayınladıkları,
paylaştıkları ve diğer kullanıcıların profil ve durumlarını izleyebildikleri sanal
ortamlardır (Ellison & Boyd, 2004, s. 211). Tanımdan da anlaşılacağı gibi sosyal
medya insanların düşüncelerini yayınladıkları diğer profillerin erişimine sundukları
bir mecradır.


Sosyal medya, insanları bir araya getirerek birbirleriyle iletişim kurma paylaşma
olanağı sunarak, birden çok kullanıcıların sanal ortamda iş birliği yapmasına olanak
sağlamaktadır.9Bu iş birliği neticesinde insanlar arası etkileşim büyüyerek
gelişebilmekte ve ardından sosyal harekete dönüşebilmektedir.

Geleneksel medya ile karşılaştırıldığında sosyal medyaya çok daha fazla kişinin
erişebilmesi ve etkileşimde bulunabiliyor olması sosyal medyayı geleneksel
medyadan ayıran önemli özelliklerdir.


Son dönemde Facebook, Twitter, Instagram, Linkedin gibi sosyal ağlar,
kullanıcıların hem sosyalleşmek hem de kendilerini ifade etmek için sıkça
kullandıkları önemli iletişim kanalları haline gelmiştir. Bu da sosyal medya iletişimi
denen bir olguyu ortaya çıkarmıştır.10Sosyal medya iletişimi sayesinde insanlar bir
olayı geleneksel medya üzerinde yayınlanmadan önce görebilmekte ve olumlu ya da
olumsuz birçok kanıya varabilmektedir.


Bu durumun birey ve toplum üzerinde negatif etkileri de olabilmektedir. Bir kişi
karşısına çıkan bir olay hakkında değerlendirme yaparken ilk olarak o olayın
kendisine yorumlanış şekline göre ön değerlendirmesini yaparak ardından da bu
değerlendirmesinin üzerine koyarak görüş ve düşüncesini şekillendirir. Sosyal
medya üzerinden bu konuyu ele alacak olursak eğer, doğal olarak karşımıza çıkan
bir olayı ilk olarak sosyal medya kullanıcılarının yorumlarına göre kafamızda
şekillendirip ardından bir kanıya varıyor ve bu kanımızı bizde sosyal medya
platformlarından paylaşarak diğer kullanıcıların erişimine sunuyoruz. Böylece
Sosyal medya üzerinden etkileşime geçen her birey bir zincirin parçası gibi
birbirlerini etkilemekte ve sonuç olarak etkileşimde oldukları konu hakkında bir
toplumsal hareket yaratabilmektedir. Peki ya kişilerin etkileşimde oldukları konu
hakkında paylaşılan ilk paylaşımda bir hata varsa sonuç ne olacaktır? Âdeta domino
taşlarının devrilmesi gibi işleyen süreç nedeniyle belki suçsuz bir kişi suçlanacak
belki de doğru olan bir söylem yanlış olmakla itham edilecektir. İşte sosyal
medyanın yıkıcı etkisi burada başlamaktadır. Şimdi sosyal medyanın bu
bahsettiğimiz olumsuz etkilerini ceza muhakemesi ile ilişkisi açısından irdeleyelim.

CEZA MUHAKEMESİ VE SOSYAL MEDYA


Sosyal medya, sürekli olarak kendini yenileyebilen çoklu alanlarda kullanılabilir
olması, sanal olarak aktifliği vb. açılardan da yine dikkat çekmektedir. Bir ihtiyaç
karşısında istedikleri konu ve kişi ile istedikleri zaman diliminde diyaloğa
geçilebilmekte, duygu ve düşüncelerin ifadesinden söz edilebilmekte ve gerektiğinde
tartışma konusu dahi oluşturulabilmektedir (Vural, ve Bat, 2010: 33-49’den akt.
Cerrah, 2016: 1393).
İnsanlar doğaları gereği birbirleri ile iletişimde olmak, duygu ve düşüncelerini
paylaşma gereği duyarlar. Gerek geleneksel medya ile gerek modern dünyamızın
olmazsa olmazı sosyal medya ile bunu sağlarlar. Bilginin dağılması ve insanların
birbirlerinde var olmuş olaylar hakkında haber alması bu yollarla etkili bir şekilde
sağlanmaktadır. Ancak bilginin dağılımından ve var olan olaylar hakkında haber
almaktan daha önemli bir şey varsa oda doğru bilgi ve haberin alınmasıdır. İşte
sosyal medya bu yönüyle diğer geleneksel medyacılık yöntemlerinden ayrılmaktadır.
Sosyal medyada bir haberin yayılması günümüzde artık saniyeler almakta ve
milyonlarca kişiye ulaşmaktadır. Bunun sonucu sosyal medya artık toplumun
ticaretten bilime ekonomiden spora birçok konusunu doğrudan etkilemektedir.
Hukukta bu etkileşimden payını almaktadır. Sosyal medya üzerinden gelişen toplumu
ilgilendiren hukuki olaylar ya da toplumu harekete geçiren hukuki olaylar nedeniyle
mahkemelerdeki yargılamalarda nasibini almaktadır. Özelliklede ceza muhakemesi
aşamasında bu durum söz konusu olmakta ve birçok hak ihlâlini de beraberinde
getirebilmektedir.

Ceza muhakemesinde var olan ilkelerden masumiyet ilkesi ve adil yargılanma ilkesi
muhakeme aşamasında sanık ya da şüphelinin sahip olduğu olmazsa olmaz haklardır.
İnsanlar günümüzde sosyal medyanın yanlış bir şekilde kullanılmasının etkisiyle
beraber istemeden de olsa bu mecralar üzerinde yaratıkları etkiler nedeniyle ceza
muhakemesi sürecini etkilemekte ve ceza muhakemesinin sahip olduğu temel
ilkelerin zedelenmesine neden olabilmektedirler. Özellikle ülkemizde son yıllarda artan sosyal medya kullanımıyla beraber sosyal medyanın muhakeme aşamasına
etkisi daha da çok görülmekte ve bu konuyla ilgili birçok haber hem geleneksel
medya hem de sosyal medya mecrasında karşımıza çıkmaktadır.
Bu etkileri örnekleriyle beraber incelersek mesela 1 Aralık 2019 tarihli bir haberde 11
“Gaziantep’te, eşini sokak ortasında, kız çocuğunun gözleri önünde tekme tokat
döven, ardından gözaltına alınıp serbest bırakılan koca sosyal medyada tepkiler
üzerine tekrar tutuklandı.”


Görüldüğü üzere sosyal medyada oluşan bir tepki hareketi ile tutuklama
gerçekleşmiştir. Kamu vicdanını rahatlatmaya yönelik değerlendirilebilecek bu
hareket yerinde gibi dursa da aslında ceza muhakemesinin uygulanmasındaki bir
eksikliği de gözler önüne sermektedir. Çünkü ceza muhakemesinde tutuklamanın
şartlarında en önemlisi yeterli delil beyanın olmasıdır olayda bu durumu irdelersek
tutuklamak için yeterli delil beyanı varsa şüpheli neden serbest bırakıldı eğer yeterli
delil yoksa sanık neden özgürlüğünden mahrum bırakıldı? Gibi sorularla karşılaşmak
içten bile değildir. Sosyal medyanın burada adeta bir dümen rolünde oynadığını
söylemek mümkündür. Olayda elbette şahsın yaptığının yanına kar kalmaması
gerekir ancak muhakemenin de sosyal medya etkisiyle hareket etmemesi
gerekmektedir.

Yine birçok benzer olayı sıralamak mümkündür sıralarsak birkaç örneği
Konya’da, tartıştığı eşini öldüreceğini öğrenen annesinin ihbarıyla yakalanan ve
serbest bırakılan cani, sosyal medyadan gelen tepkiler dolayısıyla tutuklandı.12
Antalya’da iki çocuğu işyerine kilitleyip cinsel içerikli fotoğraflar gösterdiği
iddiasıyla gözaltına alınan, lakin çıkarıldığı hâkimlik tarafından adli kontrolle serbest
bırakılan sapık, ortalık ayağa kalkınca yeniden gözaltına alındı.

Zonguldak’ta 50 yaşındaki yengesini baltayla ağır yaralayan, fakat ifadesi alındıktan
sonra serbest bırakılan gözü dönmüşün akıbeti de aynıydı. O da toplumda infial
uyandığı görülünce apar topar tutuklandı.14
Görüldüğü üzere bu olaylar silsilesi artık gazetelerde günlük olarak karşılaştığımız
birer haber başlığı olarak karşımıza çıkmaktadır.


Ceza muhakemesinin selahiyeti için sosyal medyanın ve toplumsal hareketlerin
savcılık ve mahkemeler üzerindeki olumsuz etkisini minimize etmek gerekir. Ancak
sosyal medya hep olumsuz bir etkimi yaratır ceza muhakemesi sürecinde?
Günümüzde insanların büyük çoğunluğu farklı sosyal medya mecraları kullanmakta
tüm duygu ve düşüncelerini burada paylaştıkları gibi şikayetlerini, tavsiye ya da
önerilerini de buradan paylaşmaktadırlar. İşte sosyal medyanın olumlu etkisi burada
devreye girmekte ve muhakeme aşamasında gözden kaçan deliller olsun veyahut
muhakeme aşaması öncesi suçluyu şikâyet etme vs. gibi tüm ceza muhakemesinin
temel şartları ve olayları sosyal medya vasıtasıyla ilgili birimlere iletilmekte
böylece adeta muhakeme kurumlarının yardımcı unsuru gibi bir görev almaktadır.

SONUÇ
Günümüzde nerdeyse her yetişkin insanın hatta okul çağındaki çoğu çocuğun bile
sosyal medya ile sıkı ilişkisi sosyal medyayı geleneksel medyanın önüne geçirmiş
insanlar duygu, düşünce, şikayet, dileklerini, önerilerini sosyal medya aracılığı ile
paylaşır olmuştur. Sosyal medya gitgide insanların bir araya gelmesini sağlayan bir
mecra olmuş ve artık insanların dikkatini çeken tüm olaylar bu mecra aracılığı ile
tartışılmaya başlanmıştır. İşte bu nedenle artık toplumsal hareketler, toplumsal ve
sosyal tepkiler, şikayetler, öneriler sosyal medya aracılığı ile alınır hale gelmiştir.
Sosyal medyanın bu önemli etkisi ve görevi ortadayken sosyal medyadan ceza
muhakemesinin etkilenmemesi beklenemez. Muhakeme aşamasında savcılığın ve
mahkemelerin olumsuz etkilenmesini azaltmak için meslek içi eğitimler verilmeli var
olan eğitimler artırılmalıdır. Ayrıca sosyal medyanın sadece olumsuz etkisinin
olduğunu söylemek gerçekçi bir durum değildir. Sosyal medyanın devletin

erişemediği her noktada şikâyet, öneri vs. alınan bir yer olduğu göz önüne alınırsa
buna uygun olarak sosyal mecralarda şikâyet alınıp değerlendirilecek mecralar
oluşturulmalı ve savcılığa ya da kolluğa erişim imkânı olmayan her vatandaşın en
azında ceza muhakemesi açısından şikayeti alınmalı ve süratle değerlendirilerek
işleme konması sağlanmalıdır.

KAYNAKÇA

1 Muş Alparslan Üniv̇ ersiṫ esi
̇Sosyal BilimlerDergisiISSN:2147-7655Cilt:1 Sayı:2 Aralık:
DEMOKRATİK VE YENİ BİR KAMUSAL ALAN OLARAK SOSYAL MEDYA
SOCIALMEDIAASDEMOCRATICANDANEWPUBLICAREA
Ceren YEGEN*
2 We Are Social 2019 Türkiye’de İnternet Kullanımı İstatistikleri

3 CEZA MUHAKEMESİNİN AMACI Dr. Hakan Karakehya*
4 CEZA MUHAKEMESİNİN AMACI Dr. Hakan Karakehya*

5 Ceza Muhakemesinde Meram Anlatma İlkesinin Sağlanması∗
(ImplementationoftheRightto FairHearing inCriminal Procedural Law)
Veli KAFES∗∗
6 Gölcüklü/ Gözübüyük, s. 239

7 Elektronik Mesleki Gelişim ve Araştırma Dergisi (EJOIR) Cilt:2 Özel Sayı Ağustos 2014 97 YENİ MEDYA
ORTAMLARINDAAĞLAROLUŞTURAN TOPLUMSAL HAREKETDENEYİMLERİ İdil Sayımer

8 Elektronik Mesleki Gelişim ve Araştırma Dergisi (EJOIR) Cilt:2 Özel Sayı Ağustos 2014 97 YENİ MEDYA
ORTAMLARINDAAĞLAROLUŞTURAN TOPLUMSAL HAREKETDENEYİMLERİ İdil Sayımer
9 Ekonomi, İşletme ve Yönetim Dergisi Cilt/Vol:1, Sayı/Issue:1, 2017 Sayfa: 53-63
JEBM Ekonomi, İşletme ve Yönetim Dergisi Journal of Economy, Business, and Management
ISSN: 2602-4195

10 İstanbul AydınÜniversitesi Dergisi -İAÜD -ISSN: 1309-1352, Temmuz 2018 Cilt 10 Sayı 3
(1-36)

11 İHA
12 22 Eylül 2019 Rasim Bolbol akit gazetesi
13 22 Eylül 2019 Rasim Bolbol akit gazetesi

14 22 Eylül 2019 Rasim Bolbol akit gazetesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mesajlaşmaya Geç
Bize Ulaşmak İçin Tıklayın!
Merhaba, nasıl yardımcı olabiliriz?